Son günlerde yaşadıklarımızdan sonra bazı şeyleri tekrar bir değerlendirme ihtiyacı duyduk… Her makamda, mevkide ve konumda bulunanların bir hesap, kitap yapması lazım. Allah devletimize milletimize zeval vermesin…
Anladık ki birbirimize muhtacız…Farklılıklarımız zenginliğimiz olmalı.. Anladık ki üstünlük Kur an da Allah'ın dediği gibi Allah'a olan itaatte olmalı ….Kimse kimseyi benden yada benden değil diyerek ötekileştirmemeli, hor görmemeli… Anladık ki milleti Fetö terör örgütü gibi din adıyla, Allah adıyla kandıran örgütlere karşı Dinimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor… Milli değerler üzerinden bu milleti aldatacak olanlara karşı milli değerlerimize bağlı olmamız gerekiyor ve çocuklarımıza çok iyi öğretmemiz gerekiyor. Bu aziz milletin Necip evlatları 1915 deki Çanakkale ruhunu da, Kurtuluş Savaşı'ndaki milli mücadelede anlayışını da, daha düne kadar cansiperane pkk terör örgütüne karşı yapmış oldukları mücadeleyi de aynı Ruh ve aynı heyecanla devam ettiriyorlar. Anladık ki bu millet Devleti'ne karşı, hürriyetine karşı, bağımsızlığına karşı, el uzatıldığında, silah doğrultuluğunda, tank yürütüldüğünde, gönlünü, bedenini, yüreğini, hakeza tüm benliğini siper edebiliyor. Allahü Teâlâ’ya hamdü senalar olsun…
Ve yine anladık ki her işte asıl olan Liyakat …Çalışanın emeğinin karşılığını vermek.. Hak edene hak ettiği değeri göstermek… Görevini en güzel biçimde yapanları takdir etmek… Bir makama, bir mevkiye birilerini, benden ya da benden değil, hemşehrim ya da tanıdığım anlayışıyla değil, bu vazifeyi hakikaten en güzel yapıyor, hayat anlayışı, hareketleri, tavırları, fikirleri, düşünceleri hoşuma gitmiyor ama bu işin hakkını bu adam veriyor, vazifesini güzel yapıyor düşüncesine sahip olmak. Doğrusu da bu değil mi? Peygamberimiz Mekke'yi fethettiği zaman Kâbe’nin anahtarını yıllardır taşıyıp bakımını yapan ve o anda Müslüman olmayan aileye verdi. Rasulüllaha dediler ki; anahtarı bizlerden birisi alsa daha iyi değil midir? En sevgili de buyurdu ki; bu aile Kabe'ye en güzel hizmeti yapıyor, bugüne kadar bu hizmeti yaptığına şahit oldum, bugünden sonra da bu vazifeyi onların en iyi yapacağına inanıyorum…İşte Liyakat diyen Peygamberimiz….
Vazife büyük, sorumluluğumuz çok, herkes üzerine düşeni yaptığında, herkes vazifesini yerine getirdiğinde sorun ortadan kalkıyor. Bu milletin mayasında kahramanlık var. Bu millet Aziz bir millet ..Bu milletin bir ferdi olmaktan mutluluk duyuyorum…..Bir kıssa ile yazımı bitirmek istiyorum…
Gelin hanım ineğin sütünü sağıyor. Şeytan bir şeyler yapmanın peşinde… Bir bakıyor ki buzağı ineğin sütü ne doğru bakıyor ve ileri geri hareket ediyor ama boynunda ki ip onun gidişini engelliyor ..Şeytan ipin ucunu biraz gevşetiyor .Buzağı ipten kendini kurtarıyor ve büyük bir hışımla annesinin yanına gidip süt içmek isterken kovayı deviriyor ..Sütün döküldüğünü gören gelin, buzağıya vuruyor buzağı ölüyor ..Yavrusunun öldürüldüğünü gören inek gelini oracıkta çiğniyor ve öldürüyor. Durumu fark eden kayınpeder silahıyla ineği vuruyor. Silah sesini duyup gelen oğul,karısını silahla vurdu düşüncesiyle babasını öldürüyor ve sonra bir de bakıyor ki babası karısını öldüren ineği vurmuş ..Eyvah diyor ben ne yaptım… Çok pişman olup silahıyla intihar ediyor….Bütün bu facianın sorumlusu şeytan şöyle diyor ; İyi de ben bir şey yapmadım ki ,sadece birazcık ipi gevşettim diyor.
Kıymetli okuyucularım söylenecek çok söz var ama son sözüm şu olsun. Buzağının ipini gevşetmeyelim,kimlerin gevşetebileceğini iyi hesap edelim.Önyargılı olmayalım.Şu kısacık dünya menfaatleri için şeytanlaşmayalım. Biz Birbirimize muhtacız ve Biz birbirimize yeteriz. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim etsin Allah devletimizi Baki kılsın..
Selam ve dua ile