Müslüman Türk milletinin tarihe altın harflerle yazdığı en önemli destanlarından biride İstanbul’un fethidir. İstanbul Fatih Sultan Mehmet Han’dan önce Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar döneminde defalarca kuşatılmış ama bir türlü fethedilememişti. Sevgili peygamberimizin İstanbul mutlaka fethedilecektir onu fetheden komutan ne güzel komutan. Onu fetheden asker, ne güzel askerdir hadisi her Müslüman komutanın, her askerin hayali olmuştu.
İstanbul'u aç ,Gülizar eyle millete…. Diyordu Osman Gazi Hazretleri… Genç Fatih İstanbul'u alma kararını şöyle açıkladı; ey yaşlı fedakârlar ve yiğit gençler, İstanbul’u almak zorundayız. Çünkü bu Bizans'ın oyunlarını başka türlü bitiremeyiz. Devletimizin güven içinde olması buna bağlı. İnançlı askerlerimiz, güçlü silahlarımız, bol miktarda paramız, zengin hazinemiz var. Allahın izniyle İstanbul’u alacağız ve sefer de bende Ordumuzun her daim başındayım.
Devri'nin ünlü âlimlerinden Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Akşemseddin gibi ilim adamlarından aldığı İlim ve feyiz ışığı ile İstanbullu alıp Osmanlı'ya başkent yapmaya karar veren 22 yaşındaki genç Fatih, fetih için toplar döktürdü. Bizans'a boğazdan gelecek yardımı kesmek için Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Surların altına tüneller kazdırdı.
6 Nisan 1453 günü cuma namazından sonra dualarla, tekbir sesleriyle İstanbul karadan denizden kuşatıldı. Bütün kumandanları, tuğlu vezirleri, tolgalı askerleri, her bir nefer canla başla çalışıyordu. Topların gülleleri surlarda gedikler açıyor, tekbir ve Allah Allah sedaları İstanbul semalarını çınlatıyordu. Şehit olanlar, yaralanan gaziler, surlara tırmanmaya çalışan kahraman askerler… Büyük bir imanla 53 gün bıkmadan, usanmadan kahramanca mücadele ettiler… Gemileri Dolmabahçe sırtlarından kazıklarla Haliç'e indirdiler. Kuşatma uzayınca fetihten vazgeçelim diyenlere genç Fatih “ ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni ’’diyerek bu fethe baş koyduğunu haykırıyordu…Mehter marşları ,tekbirler, kuşatma süresince askerin moralini ve fetih ümidini yükseltiyordu………… Allah yoluna cenk edelim.. Şan alalım şan… Kur’an da zafer vadediyor.. Hazreti Yezdan..
53 günün sonunda 29 Mayıs 1453 günü sabah namazında son taarruz duasıyla ordu harekete geçti. Ulubatlı Hasan sancağı surlara dikti ve şehit oldu .Bizans düştü ..Fetih Türk hükümdarı genç Fatih'e nasip oldu.. İstanbul bir daha el değiştirmemek ve ebediyyen Türk yurdu olarak kalmak üzere Osmanlılar'ın eline geçti…
Fatih Sultan Mehmet Hıristiyanlara hiç ummadıkları imtiyazlar ve haklar verdi. Herkesin canı, malı ve ırzı emniyet altına alındı. Gayrimüslim halkı koruması altına aldı. Türk'ün girdiği yerde İslam’ın adaletini nasıl tatbik ettiğini gösterdi. Çünkü bu zafer hakkın ve adaletin zaferiydi. Hemen Ayasofya’ya gitti ve şükür secdesine kapandı. Fethin müjdesi olarak Ayasofya’yı camiye çevirdi. İstanbul’un imarı çalışmalarına başladı. İstanbul’u İlim ve ticaret merkezi haline getirdi. İstanbul'un fethi ile bir çağ kapatılmış, yepyeni bir çağ açılmış oldu.
1 Haziran 1453 te Ayasofya da ilk Cuma namazı kılınmıştır. Ayasofya nın minareleri Mimar Sinan’ın eseridir. Bugün ücretli müze olan Ayasofya’nın bir an önce camiye dönmesi arzumuzdur. İstanbul ile özdeşleşen Ayasofya İstanbul da İslam’ın mührüdür. Kılıç hakkıdır. 25 Mayıs 1983 te vefat eden Üstad Necip Fazıl şöyle diyor; Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem! Fakat Ayasofya açılacak!.. Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler…..
1071 de Anadolu, 1453 te ise İstanbul kıyamete dek TÜRK Milletinin oldu. Lakin düşmanların böl, parçala, birbirine düşür planları hiç bitmedi. İstanbul da bir duvara “ zulüm 1453 te başladı ’’ diye yazan kişi de, ekmek yediği vatana, millete ihanet edenler de bilsin ki; bu aziz milletin FATİH leri bitmez …..İsimleri Kumdere köyün de EMRAH olur. İpsala da, Keşan da MUSTAFA olur. İbriktepe de MİTHAT, Havsa da ENGİN olur….…… Necip milletimizin her daim gönüllerinin SULTANI nice yiğit MEHMET ler FATİH olur……
Ayyıldızlı bayrağımız için can veren, yaralanan , çarpışan kahramanlara selam ve dua ile…..
