9031,82%-2,18
34,48% 0,09
36,43% 0,26
2944,22% 0,32
4929,17% 0,00
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı coğrafi ve iklimsel değişikler yeni tedbirlerin alınması ve üretimde devlet desteğinde yeni adımların atılmasına sebep oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı bu kapsamda özellikle kuraklık ile mücadele de su kaynaklarını ön plana alan "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli" geliştirdi. İşte yeni modelin detayları…
Son dönemler iklim değişikliği, nüfus artışları, doğal afetler, göç, gıda milliyetçiliği, jeopolitik riskler başta olmak üzere birçok etken tarımsal üretimi riskli hale getirdi.
Edirne’de Tunca Nehri’nde yaşanan kuraklık bu yıl yaşanan riskler kapsamında yer aldı. Bu etkilere toprak ve suyun azalması ile kirlenmesinin eklenmesiyle ne kadar büyük bir riskle karşı karşıya kalındığı bu dönemde Edirne’de yaşanarak görüldü.
Edirne’de alınan önlemler her ne kadar bu yıl çiftçinin zarar görmesini engellese de gelecek yıllar için kuraklık riski devam ediyor.
"Bitkisel üretim planlamasında suyu merkeze koyduk"
Bu kapsamda hayata geçirilen "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli" ile hem üretim alanında yeni önlemler alındı hem de destek türlerinin daha faydalı hale getirilmesi hedeflendi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tarımda Yeni Dönem: Üretim Planlaması ve Yeni Destekleme Modeli" konulu basın toplantısında ülkenin su stresi altında olan bir ülke olduğunun altını çizerek, kuraklık tehdidine dikkat çekti.
Kişi başına düşen 1313 metreküplük bir potansiyelle su stresi altına olan bir ülkeyiz. Eğer hiçbir aksiyon almazsak, 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşme riskimiz var ve bu bizim su fakiri bir ülke kategorisine girmemizi gerektirecek bir sonucu doğuracak. Dünyanın tarımsal üretimde önemli ülkeleri iklim değişikliği, gıda güvenliği, tarladan sofraya kadar stratejiler, sürdürülebilirlik, etkin toprak, etkin su yönetimi ve geliştirilmiş çiftlik uygulamaları dahil olmak üzere birçok konuda yeni normal dediğimiz etkenlere cevap vermeye çalışıyor.
Bitkisel üretim planlamasına çalışırken suyu merkeze koyduklarına işaret eden Yumaklı, tarımsal üretim planlamasının bundaki sonraki dönemlerinin kendileri için en önemli girdisinin su olduğunun altını çizdi.
"Tarımsal destekleri sadeleştirdik"
Yumaklı, yeni uygulamalara önceki destekleme modeliyle cevap vermelerinin mümkün olmadığına değinerek, "Verilen tarımsal kredileri tamamen üretim planlamasına odakladık. Hibe programları, sözleşmeli üretim, kayıtlılık, tarım sayımı, işlenmeyen arazilerin tarımsal üretime kazandırılması gibi konuları araçlar olarak üretim planlamasının en önemli başlıkları olarak ortaya koyduk ve uyguladık." diye konuştu.
Önceki destekleme modelinde alt başlıklarıyla birlikte 165 kalemde destekleme verdiklerini anımsatan Yumaklı, 2022'de 129 milyon ton, 2023'te de 137 milyon tonluk üretimde tarımsal desteklerin yönlendirici etkisinin olduğunu aktardı.
Yumaklı, tarımsal desteklerin sadeleştirilmesi konusunda herkesin mutabık kaldığını ifade ederek, "Bunu sadece bitkisel üretimi planlarken yapmadık. Hayvansal üretim başlığı ile su ürünleri başlığını da planlarken oradaki destekleri sadeleştirmiş olduk." dedi.
Ülkede yaklaşık 24 milyon hektar ekilebilir tarımsal arazi bulunduğuna dikkati çeken Yumaklı, bu arazilerin 3,8 milyon hektarının çok yıllıklı bitki denilen dikili meyvelerden ve diğer bitkilerden oluşan kısım için kullanıldığı bilgisini paylaştı. Yumaklı, 20,2 milyon hektarın da geriye kalan ürünlerin üretilmesi için kullanıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
Üretim planlamasına başlarken, Türkiye'de yaklaşık 206 başlıkta geniş bir yelpazede üretim yapıldığını göz önüne alarak stratejik ürünlerden başlamayı hedefledik. 13 stratejik ürün, hububat, baklagil, yağlı tohumlar ve diğer dediğimiz patates ve soğan. Neden bu stratejik ürünleri seçtik? Çünkü bu ürünler ülkemizdeki 20,2 milyon hektarın 15,6 milyon hektarında ekilen ürünler. Üretim planlamasının düğmesine bastığımızda, yaklaşık yüzde 77'si oranında ekilen ürünleri planlamaya almış olduk. Gıda arz güvenliğimiz için önemliydi, stratejik önemliydi, insan ve hayvan beslenmesi önemliydi ve sanayimizin ham madde temini önemliydi. Artı bir dediğimiz de yem bitkileri. 13 artı 1 ürünle 1 Eylül 2024 itibarıyla üretim planlamasına Türkiye'deki toprakların yüzde 77'sinde üretilen ürünleri planlama kapsamına almış olduk.
Hububatta 2027 planlama dönemi sonuna kadar yüzde 13'lük bir artış öngördüklerini bildiren Yumaklı, 35 milyon tondan 39,5 milyon tona çıkılacağını belirtti. Baklagillerde de yüzde 17'lik bir artış planladıklarını anlatan Yumaklı, yağlı tohumlarda da yüzde 22'lik bir artışı sağlamış olacaklarına dikkati çekti.
Desteklerdeki "ilk"ler belli oldu
Destekleri açıklarken bu planlama sürecinde birçok ilki de gerçekleştirdiklerine işaret eden Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Destekler ilk kez üretim döneminden önce açıklandı. 3 yıl boyunca geçerli olacak üretim destekleri yine bu süreçte açıklanmış oldu. Stratejik ürünlere ilave planlama desteği yine ilk kez bu modelde gerçekleştirilmiş olacak. Destek tutarlarının girdi maliyetleri baz alınarak belirlenmesi ve değişime göre güncellenmesi bu modelde söz konusu olacak. Su kısıtı olan bölgelerde kademeli üretime dahil olan ürünlere de ilave destek olacak. Kamu tarafından geliştirilen yerli ve milli tohumlara da ilave destek vermiş olacağız. Bitkisel üretim planlamasında yer alan üreticilerimiz, hangi havzada, hangi ürünü ekerse nasıl bir destek alacağını bugünden itibaren önümüzdeki 3 yıl boyunca biliyor oldu. İleriye doğru, üçer yıllık periyotlarda açıklamış olacağız.
Yumaklı, bitkisel üretim destekleme modelinin temel destek, planlama desteği ve üretim geliştirme desteği olarak 3 ana başlığa indirildiğini söyledi.
Temel desteğin, planlama dışı ürünlerin dışındaki ürünlere ve planlamaya dahil olup belirlenen havzalarda üretilen ürünlere başka kıstas aramadan, kullanılan mazotun yarısını, gübrenin de yüzde 25'ini vermek üzere tasarlandığını bildiren Yumaklı, "Türkiye'de üretim yapan bütün üreticiler, temel desteği alacak, sadece planlama grubu ürünleri için bir farklılık var. Onların belirlenen havzalarda üretilmesini istiyoruz." dedi.
Yumaklı, ikinci grupta ise 13 stratejik ürün ve yem bitkisinin, paydaşlarıyla birlikte yaklaşık 2 yıllık çalışmayla belirlenmiş olan havzalarda üretilmesi durumunda temel destek kadar bir desteğin de kendilerine verileceğini bildirerek, "Yani bu durumda mazotun yüzde 50'si daha ilave olmuş olacak, tamamını almış olacaklar. Gübrelerin de yüzde 50'sini almış olacaklar. Bizler stratejik ürünleri belirlenen havzalarda ürettiğimiz zaman hem suyumuzu hem toprağımızı korurken hem de bu ürünlerin ekonomik karşılığını daha iyi alınmasını sağlamış olacağız." diye konuştu.
O Ürünlere artık destek verilmeyecek
Su kısıtı olan yerlerde de belirlenen şekilde üretim yapılırsa, gübrenin de geri kalan yüzde 50'sini vermek suretiyle o ürün için kullanılan gübre ve mazot desteğinin tamamını vermiş olacaklarını belirten Yumaklı, "Geçtiğimiz iki yılda bu iki girdinin ayni olarak verilmesi sistemini getirmiştik ama maalesef orada hiç istemediğimiz sonuçlar oluştu ve biz bunları çiftçilerimizden ve üreticilerimizden gelen talep sonucunda nakdi ödemeye çevirdik." ifadesini kullandı.
Yumaklı, şunları kaydetti:
Önceki dönem, 185 lira mazot ve gübre desteği verilen buğdaya, yeni dönemde 634 lira mazot ve gübre temel desteği verilecek. Mazot ve gübrenin bir daha çiftçilerimize ödenmeyeceği yolunda bir tezvirat yaptılar, bunun doğru olmadığını da belirtmek istiyorum. Eğer su kısıtı olan bir havzada üretiliyorsa, bizim mutabık kaldığımız şekliyle üretimini tespit ettiğimiz ürünler için de ilave 342 liralık bir destek vereceğiz. Ayçiçeğinde 206 liralık mazot ve gübre desteği veriyorduk, bu rakam 732 liraya çıkıyor. Su kısıtı olan bölgede üretildiği zaman 293 liralık ilave bir destek almış olacak. Planlama dışındaki ürünlerin de tamamı 138 lira ödeniyordu, bunlar da 244 liralık temel destek almış olacak.
Konya'nın Kulu ilçesinde üretilen ürünler üzerinden örnek veren Bakan Yumaklı, buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği ve aspir ürünlerinin burada ekildiği takdirde bu ürünlerin hem temel destek hem planlama desteği hem de su kısıtı desteği alacaklarını bildirdi.
Yumaklı, planlama dışındaki ürünlerin üretilmesi halinde sadece temel destek alacağını bildirerek, "Planlamaya dahil olan ürünlerin içerisinde olup da bu alanda üretilmesi doğru bulunmayan soya, patates, kanola, pamuk gibi ürünleri burada bir üreticimiz üretmek istedi, o zaman bu ürüne hiçbir destek vermeyeceğiz. Bunun Tarım Kanunu'nda yapılan değişikliklerle çok farklı yaptırımları da var. Bütün odak noktamız, ürünlerin planlamaya dahil olduğu şekliyle planlanan havzalarda, belirlenen şartlarda üretilmesini sağlamak." diye konuştu.