Edirne’nin Meriç ilçesinde yapılması planlanan rüzgar enerji santrallerine ilişkin ÇED Sürecinde Halkın Bilgilendirilmesi Toplantısı’na katılan 28. Dönem CHP Edirne Milletvekili Aday Adayı Savaş Üner,“Meriç, Subaşı ve köylerimizi kaybetmeyelim” uyarısında bulundu.
Meriç İlçesine bağlı Olacak, Küpdere, Kavaklı, Yakupbey, Paşayenice, Akıncılar, Saatağacı, Kadıdondurma, Umurca, Küçükdoğanca Köyleri ve Subaşı Beldesi mevkiinde 49 adet türbinden ve 1 adet elektrik depolama tesisinden oluşan projenin yapılması ve işletilmesi için hazırlanan ÇED dosyasının, halkın katılım ve bilgilendirme toplantısı Meriç Belediyesi konferans salonunda gerçekleştirildi.
Üner, buradaki konuşmasında çekince ve endişelerini şöyle dile getirdi:
“Rüzgar enerjisi; doğal ve tükenmez, fosil enerji kaynaklarındaki gibi çevre kirliliği yaratmayan, karbondioksit emisyonunu azaltan enerji kaynağı olarak düşünülmektedir. Her ne kadar rüzgar enerjisi yeşil ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak kabul edilse de, rüzgar güllerinin kendi çevresel etkileri vardır.
Rüzgar enerji santrallerinin, olumlu bir çok yönü bulunduğu gibi;
1-Arazi kullanım alanı
2-Elektromanyetik alan etkisi
3- Gürültü
4-Bal arıları ve arıcılığa etkileri
5-Kuşlara ve yarasalara etkileri bulunmaktadır.
1)Rüzgar enerjisi temiz enerji diyerek, fizibilite çalışmaları tam yapılmadan her tepeye, dağların sırtlarına RES kurulmamalı; çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri göz ardı edilmemeli, bereketli sulak arazileri ve ekosistem tahrip edilmemelidir.
Rüzgar türbinlerinin ilk ve önemli çevresel etkisi bereketli Trakya topraklarınadır.Bu yeşil alanların azalarak tribünlerin inşaat, yol ve bakımı için doğal ekosisteme müdahale edilmesi anlamına gelmektedir.
Projede tesis için tahsis edilen ancak kullanılmayacak arazinin köylüye tarım arazisi olarak kullandırılması düşünülmekte midir? Yoksa olan yine Edirne tarımının azalan ekilebilir arazisine mi olacaktır?
Rüzgar türbinlerinin ömrü kaç yıllık projelendirilecektir? Arazi kullanım hakkı proje sonlandırıldığında ilgili firmaya mı ait olacaktır yoksa arazi Devletimize, köy halkına, Belde ve İlçe halkına iade edilecek midir?
2)Rüzgar türbinleri, elektromanyetik alan oluşturarak kurulduğu bölgedeki hava ve denizcilik haberleşmelerini, radyo ve televizyon yayınlarını olumsuz etkileyebilmektedir. Bu etki, rüzgar türbinlerindeki gövde ve kanatların bir ayna görevi görmesinden kaynaklanmaktadır. Alıcıdan gelen sinyaller yansıtılmakta ve bu sinyaller alıcıya giden sinyalleri doğrudan etkilemektedir.
Sınır ötesine en yakın bölgeye RES santrali yapmak bırakın İlimizi, ülkemizin güvenliğini tehdit etmeyeceğine dair araştırmaları tam olarak yapılıp, ilgili makamlardan görüş ve olur alınmış mıdır?
3)Rüzgâr türbinlerinin ürettiği darbeli ses ötesi dalga ve düşük frekanslı gürültü doğrudan uyku bozukluğu ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Türbinlerin ürettiği darbeli ses ötesi dalgalar ve düşük frekanslı gürültü semptomlara ve duyarlılığa neden olduğu ortaya konulmuştur. Gürültüden kaynaklı Rüzgâr Türbini Sendromu, insanların evlerini terk etmelerine neden olacak kadar ciddi semptomlara yol açmaktadır.
Belirtiler, uyku bozukluğu, uyku yoksunluğu, baş ağrısı, kulak çınlaması, kulaklarda basınç, sersemlik hissi, baş dönmesi, bulantı, bulanık görme, kalp çarpıntısı, asabiyet, konsantrasyon sorunları, hafıza problemleri, hareket hassasiyetiyle ilişkili panik nöbetleri, uyanıkken veya uykuluyken ortaya çıkan titremeler şeklindedir (Pierpont, 2009).
Yapılan araştırmalar güvenli mesafenin en az 2 kilometre olacağını göstermektedir. Peki hemşehrilerimizin sağlığı için hangi önlemlerin alınması ön görülmektedir?
4)Rüzgar türbinlerinin elektromanyetik alan etkisi, bal arılarının yönlerini ve besin kaynağını ya da kovanlarını bulamamalarına neden olabilecektir. Devletimizin verdiği onlarca teşvik ile üretime geçen ve geçimini bal ve arıcılıkla sağlayan onlarca aileye REStesisinde iş sahası yaratılacak mıdır?
5)RES’ler yüksek hızla dönen pervaneleri ve çıkarttığı düşük frekanslı sesler nedeniyle kuşların ölümüne ve göç yollarının olumsuz yönde etkilenmesine sebep olabilmektedir (Hayli, 2001).
Türkiye üzerinden geçen göçmen kuş yolların önemli bir kolu tam olarak RES santrali yapılması planlanan araziye yakın konumlardır. RES’lerin kuş göç alanları üzerinde bulunması çok ayrı ve Uluslararası ölçekte sorunlara sebep olacak kapsamdadır.
Ülke ve Dünya habitatına yüksek derece etkisi olan bir göç yoluna zarar verme etkisi olan bir tesisi inşa onayı vermek sadece günü kurtarmak değil midir? Vicdan hesabını kimler verecektir?
İlimizin göz bebeği konumundaki, sınır hattındaki en önemli noktalardan biri olan Meriç İlçemize, köylerine ve Subaşı Beldemize yapılması planlanan RES projesinin tekrar gözden geçirilmesini, ekilebilir sulak tarıma ve doğal ekosistemine zarar verilmeden çiftçimizin ve gençliğin teşvik edilerek köy nüfuslarının artırılması önceliğimiz olmalıdır.
Doğası korunan, torunlarımı alıp gezdirebileceğim yemyeşil bir Meriç diliyorum. Bugün değil yarınların bizim doğru kararlarımıza ihtiyacı olduğunu unutmadan, sesimizi değil sözümüzü yükseltmeli, bir olmalıyız.”