Yüce Allah Kur'an'ı oluşturan 114 surenin adını gelişigüzel seçmemiştir. Kur'an'ın her ayetinde her surenin isminde mesajlar vardır. Tabi ki okuyan ve yaşayanlara ….Mesela Maide suresi…. Maide sofra demektir…
Sofralar acı tatlı bütün paylaşımlarımızın merkezidir. Sünnet yemeği, düğün yemeği, asker yemeği mevlit yemeği, İş yemeği gibi ..Ayrıca sosyal amaçlı bütün toplantıların merkezinde de sofra vardır. Bir de bu sofra evimizde aslında bir aile meclisidir. Problemlerin konuşulduğu, ertesi günün kararlarının alındığı, aile bütçesinin görüşüldüğü, aidiyet duygusunun güçlendiği, ben değil biz kavramının hissedildiği, fedakârlığın en üstten yaşandığı yerdir. Hatta denilir ya masada 4 kişi var iken 3 dilim ekmek varsa ben ekmek yemeyeceğim diyen annedir…..
Zaten toplumları güçlü kılan aidiyet duygusu değil midir. Kıl gibi iplerin bir araya gelince tonlarca yük kaldıran halatlara döndüğünü bilmeyen mi var. Aile toplumun en güçlü yapısıdır. Sağlam aileler sağlam nesiller, yıkılmayan devletler demektir. İşte bu yüzden aile yemekleri çok önemlidir. Konuşma adabı, dinleme adabı, görgü kuralları, temizlik, tasarruf, sevmek, sevilmek aile okulunda öğrenilir. Sabah akşam toplanan aile şefkat, korunma, güvenme duygusunun ve kişilik gelişiminin ana unsurudur. Çocuklar yemekte anne babaları taklit ederler. Önce besmele ile babanın yemeye başlayıp haydi demesi bile çok mühimdir. Yemeğe Besmele ile başlayıp Elhamdülillah diyerek şükürle bitirmek, Rabbimize yönelmektir. Dua ile yaradana sığınmaktır. Hatta sofraların kurulmasında ve kaldırılmasında çocuklar görev almalı, aile meclisinin toplanma hazzını hissetmeli, sorumluluk bilinciyle yetişmelidirler. Babanın eve geliş saatlerinin belli olmaması, annenin gezip tozmaktan evde yemek hazırlamaması, çocukların bilgisayara, televizyona kendilerine hapsedip atıştırmaları, önce aile için sonra devlet için felaketin habercisidir. Ailede bozulan dengeler, mutluluğu, huzuru hayallerde arayanların sayısını arttırır. Bugün medeni denilen batının en büyük sorunudur aile olamamak. Akşam işten gelirken yarım ekmek İçine salam kestiren anne baba, iş dönüşü arkadaşlarıyla gece dışarıda yemek yiyen genç, biz duygusunun ben duygusuna döndüğü batı toplumunun gerçeğidir. Avrupa’da aile klasiğidir. Adamın eski karısından bir kızı vardır. Kadınında eski kocasından bir oğlu. Anne ve babalarının yanına 2 veya 3 yılda bir gelirler. Hatta yabancı filmlerde noel yemeklerinde aileyi bir araya getirme cabalarına şahit oluruz. Sabah namazı saatinde erkenden kalkan insanlar köpeklerini gezdirirler. Hayatlarını çocukları gibi ilgilendikleri köpeklerin bakımıyla geçirirler ile bağlarıyla kesilen münasebetlerinden dolayı başka insanlarla da görüşmezler. Gün geçtikçe daha çok bencilleşirler. İşte bu toplumdan yavrusunun saçına kına süren, vatanın için, milletin için canını ver diyen anneler, vatan sağ olsun diyen babalar çıkmaz.
Köfte ekmek yerine hamburger ,lahmacun yerine Pizza yiyen çocuklar da diğer bir sorunumuzdur ..Kültür erozyonu…Bugün bir başka sorunumuzda anne ve babasını hizmetçi gibi kullanan nesildir. İşlerine yaradığı zaman anne ve babasını yanına alan, onların maaşını alıp onlara koklatmayan, onların maaşlarıyla geçinenler…Sanki anne ve babası ölene kadar onu bakmak zorunda gibi düşünenler….Saygıyı onların paraları ve mallarını alırken gösteren bir nesil türedi. Tabi ki sorunlar çok çözüm basit. Evlatlarımızı Allaha ve peygambere layık bir nesil olarak yetiştirmeye çalışacağız. Onları sadece maddi değil manevi olarak ta doyuracağız. Sabah ve akşam yemeklerinde bir arada bulunup, edebi, adabı, birliği, beraberliği öğreteceğiz. Allaha bol bol dua edeceğiz. Ve anne babamıza çok hürmet edeceğiz ki ,evlatlarda bize hürmet etsinler……
