Mustafa Kemal Paşa Samsun’a ilk çıktığında onu karşılayan kişi belediye meclis üyesi de olan Din görevlisi İmam Hacı Molladır. Samsun Mutasarrıfı (validen küçük Kaymakamdan büyük) hastayım diyerek gelmemiş, belediye başkanı da ortalıkta yok, Çarşamba ilçesinde arazi işleri ile meşguldür. Havza ya geçen Atatürk'ü, Hacı Mustafa isimli bir imam karşılamıştır. Amasya'da Gazi Paşa'nın yaşadığı bir hadiseyi heyettekiler şöyle anlatırlar: "Amasya'ya indiğimizde Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi, Paşa'ya "Hoş geldin paşam" diyerek sarılmış ve ona "Gazamız mübarek olsun, emrinizdeyiz Paşam dediğinde, Atatürk'ün ve bütün heyetin gözlerini yaşartmıştır. Bozulan morallerimiz düzelmişti. Amasya Protokolünde, din adamlarından özellikle de Amasya Müftüsü Hacı Tevfik Efendi'den övgüyle bahsedilmiştir. Kurtuluş mücadelesinde ilk karşı koyma hareketi, Yunanlıların İzmir'i işgal etmesiyle Denizli'de başlamıştır. Ünlü tarihçi Cemal Kutay bu mücadelede din adamlarından uzun uzun bahsetmiş ve buna kanıt olarak da Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi'yi göstermiştir. ." Ahmet Hulusi Efendi, Şevki Efendi, Abdurrauf Efendi ve daha ismini sayamadığımız birçok din görevlisi, Millî Mücadelenin isimsiz kahramanlarıdır. Urfa’nın Şanlı, Antep’in Gazi, Maraş’ın Kahraman olmasında fitili ateşleyen hep din adamlarıdır. Din adamları vatanı sevmenin önemini Alemlerin Efendisinden öğrenmiştir. Çünkü onlar, vatan sevgisinin imanın bir parçası olduğunu çok iyi bilirler.
Isparta'da Hafız İbrahim Efendi Demir Alay, Afyon'da Hoca Şükrü Efendi Çelik Alay adında, gönüllülerden oluşan iki alay kurmuşlardır. Bu iki din adamı, Isparta ve Afyon'da eşsiz bir direniş göstermişlerdir. Şükrü Hoca Ankara'ya gittiğinde Gazi Mustafa Kemal Paşa onu karşılayarak, "Nerde kaldın Şükrü Hocam, gözümüz yollarda kaldı." diyerek yanındakilere dönmüş, din adamlarının vatan mücadelesindeki hizmetlerini uzun uzun anlatmış ve bu hizmetlerin her türlü takdire şayan olduğunu belirtmiştir. İlk Mecliste 32 din görevlisi Milletvekili olarak bulunmuştur. Vekil sayısı 337 dir.
İzmir Valisi toplantı yapıp şehri yunana teslim edeceğini söylediğinde, İzmir Müftüsü Rahmetullah efendi “Vali Bey... Bu sakalım kanunla kazınabilir, ama bu alnıma işgalciyi selamlamanın kara lekesini sürerek Allah’ın huzuruna çıkamam." deyip, toplantıyı terk etmiş, işgal öncesi düzenlenen mitingte halka şöyle seslenmiştir: "Kardeşlerim... Ciğerlerinizde bir soluk nefes kaldıkça, damarlarınızda bir damla kan kaldıkça, vatanımızı düşmanlara teslim etmeyeceğinize Kur'an'a el basarak benimle birlikte yemin edin..."Ankara Müftüsü ve ilk Diyanet Reisi Rıfat Börekçi için ise sayfalar dolusu övgü vardır. Atatürk ün teklifi ve onayı ile Rıfat Börekçi ölene kadar Diyanet Reisliği ile taltif edilmiştir. Cumhuriyet tarihinde Devlet memurluğunda ilk ve tek uygulamadır. Diyanet İşleri eski Başkanımız Prof. Dr. Ali Bardakoğlu: Din görevlilerine ATATÜRK çok değer vermiştir. Diyanet İşleri Başkanı protokolde 3 numaraydı diyerek durumu özetlemiştir.
Son sözüm, Din Görevlilerini siyasi düşüncesinin tarafı yada karşı tarafı görerek, göstererek küçültmeye kalkan çapsız siyasetçilere, doldurduğu makamın önemini idrak edemeyip, siyasete ve ticarete bulaşan meslektaşlarıma, son yıllarda fetö,pkk gibi terör örgütlerinin özellikle sosyal medyada, Diyanet kapatılsın gibi ebleh sözlerle itibarsızlaştırma gayretine destek olanlara ve aslında Diyanet kapatılsın sözünün altında Türkiye Cumhuriyeti bölünsün yıkılsın düşüncesini okuyamayanlara, Din gönüllülerinin yanında olmayan cami cemaati ve dernek başkanlarına olsun. Bu güne kadar Din gönüllülerinin ilk tercihi Vatan, Bayrak, Ezan, Din, Diyanet ve Millet olmuştur, Kıyamete kadar da böyle olacaktır. Fitne içimizden uzak olsun. Birliğimiz beraberliğimiz daim olsun. TÜRKİYE CUMHURİYETİ kıyamete kadar baki olsun. Bayramımız kutlu olsun. Milli ve dini bayramlar çok önemli…Haydi hep birlikte sosyal mesafe ve maske ile bayram kutlamalarına…. Selam ve dua ile…… Twitter Takip: @ipsalafatihi Kaynak:Milli Mücadelede Din Adamları—1—2-- Prof Dr Ali SARIKOYUNCU