Dün yaşananları unutun, şu an yaşıyorsanız o anı yaşayın. Kusursuzca en mütevazı haliyle, kırmadan incitmeden. Şuan yaşadığınız en değerli saatinizmiş gibi yaşayın. Bir düşünsenize biri size dese ki senin 24′saat ömrün kaldı, o saatin içine neler sığdırabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Hayat bir saat sonra bize neler getireceğini bilemediğimiz davetsiz bir postacıdır. Postasında güzellikler olduğu kadar bizi üzen, mutsuzluklar da taşıyabilir. Her ana hazırlıklı olmak lazım.
Keşkeler yaşamak yerine tecrübeler edindim diyebilmektir hayat. Çoğu insan hayatını, sanki gelecekte kullanacağı bir elbisenin provasıymış gibi yaşar.
Oysaki hiçte öyle değil. Kimsenin yarın burada olacağına güvencesi yoktur. Sahip olduğumuz ve kontrol edebildiğimiz tek zaman, içinde bulunduğumuz şimdi ki andır. Şu an ben yaşıyorum ama bir saat sonra ne olacağımı ben bile bilmiyorum. Yarın çok farklı bir şekilde hayatıma devam edebilirim.
Hani yarınlara dair hep güzel hayallerimiz var ya, onlar değişe bilir de... Yeter ki yaşama sevincimizi kaybetmeyelim.3 Aralık Dünya engelliler günü, Onları sadece özel günlerinde değil de her zaman yüreğimizin onlarla beraber olduğunu hissettirmek onların yarı üzüntülerini paylaşmak demektir.
Engel sadece engelli bireylerin değil, tüm insanlığı ilgilendiren bir olgudur, bunu unutmayalım. Çoğumuz bakarız bir şeylere ama çoğu zaman nasıl veya ne için baktığımızın önemi yoktur. Kimi öylesine bakar, kimisi kalben bakar, en önemlisi onlar için en sağlıklı ve huzur verici maddi veya manevi desteğimizi esirgememiz gerekiyor…
Devletimiz bu konuda birçok yardım ve eğitimlerde bulunsa da yetersiz oluyor. Halkımız elinden geleni yapıyor ve her bireyin desteklediğine eminim… Her ne kadar maddiyat hayatın devam ettirilebilmesi için önemli ise de, sosyallik bunun vazgeçilmez bir ayağıdır. Mesela engellilere bilgisayar becerilerini geliştirmeleri için gerekirse özel dersler verilebilmeli, dışarıya çıkmakta güçlük çekenlere evlerinde iş imkânları sağlanmalı, bu konuda destek verilmelidir. Belki onlar bedenen engelli olabilirler ama onları anlamayıp farklı davrananlar ruhen engelli! Önemli olan düşünce ve kalplerimizin engelli olmamasıdır.
Oysa bir sürü sağlam insan var engelli olmayan, yapması gerekeni yapmayan, duyarsız, duygusuz ve gözleri adeta kişiliğini gösterircesine kibirli bakan. Kendimiz de olmasını istediğimizi, başkasına çok görmeyelim. Bu gün sen mutluysan, sende başkasını mutlu edebilirsin, bu çok zor değildir… Yeter ki onların ne şartlarda hayata sımsıkı sarıldıklarını hissedin ve yalnız olmadıklarını hissettirin. Hiçbir zaman engelli engelsiz ayrımı olmasın bir el uzatıp engelleri hep birlikte aşabiliriz…
Sevgi, Barış ve dostluk içinde bir Dünyanız olsun…